Ülkenin Cumhurbaşkanı Maia Sandu pazartesi yaptığı açıklamada Rusya’nın Moldova’da bir darbe düzenlemek istediğini söyledi. Sandu, basın toplantısında gazetecilere verdiği demeçte “Plan şiddet eylemleri gerçekleştirmek, hükümet binalarına saldırılar yapmak ve rehin almak için sivil kılığına giren askeri eğitimli kişileri ve sabotajları içeriyordu.” dedi Rusya, Karadağ, Beyaz Rusya ve Sırbistan vatandaşlarının, “meşru hükümeti AB entegrasyon sürecini durdurmak için Rusya Federasyonu tarafından kontrol edilen gayri meşru bir hükümete dönüştürmek” amacıyla protestoları ateşlemek için Moldova’ya girenler arasında olacağını da sözlerine ekledi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova, Sandu’nun iddialarını kesin bir dille yalanladı. “ABD, diğer Batılı ülkeler ve Ukrayna tarafından sıklıkla kullanılan klasik tekniklerin ruhuyla inşa edildiler… Önce doğrulanamayan ve sınıflandırılmış olduğu iddia edilen istihbarat bilgilerine atıfta bulunularak suçlamalar yapılıyor ve ardından kendi yasadışı eylemlerini haklı çıkarmak için kullanıyorlar.” dedi.
Rusya – Ukrayna Savaşı’nın birinci yılına yaklaştığımız günlerde Putin’in sonuç olarak başarısız olduğunu söyleyebiliriz. Bu psikolojik olarak da Putin ve iktidarını etkiledi. Bu olumsuz havayı değiştirmek adına Ukrayna’nın komşusu Moldova üzerinden yeni bir serüvene girecek gücü olup olmadığından bağımsız olarak Moldova’da yeni bir denemeye girişebilir. Moldova da Ukrayna ile birlikte haziran ayında AB’ye giriş için başvuru yapmıştı.
Ayrıca Sovyetler Birliği’nin 1980’lerin sonuna doğru dağılma sürecine girmesiyle birliğin içinde yer alan içerisinde Moldova’nın da olduğu cumhuriyetler bağımsızlıklarını ilan etmeye başladılar ancak Moldova içerisinde yer alan bir bölge olan Transdinyester, Moldova’ya katılmadı. Orak çekiçli bayrağı, sosyalist yönetim tarzı, Lenin ve Marx’ın önemli figürler olarak kabul gördüğü bir ülke olan Transdinyester, Moldova sınırları içerisinde yer alan ancak Sovyetler Birliği’nin dağılma süreci ile birlikte Moldova’ya dâhil olmayarak tek taraflı bağımsızlığını ilan etmiş “de-facto” bir cumhuriyetti.
1991 yılında Moldova’nın bağımsızlığına kavuşmasıyla aynı yıl Transdinyester de bağımsızlığını ilan etti. Moldova’nın Transdinyester’in bağımsızlığını kabul etmemesi üzerine 1992 Mart ayında başlayan ve Temmuz ayına kadar devam eden kısa süreli bir savaş yaşanır. Transdinyester Savaşı olarak tarihe geçen bu savaş, Transdinyester Cumhuriyeti Muhafızları ve Rusya tarafından desteklenen Kazak Birlikleri ile Moldova güvenlik güçleri arasında geçer. Savaşta 900’ü Transdinyesterli olmak üzere, 1200 kadar kişi hayatını kaybetmiştir.
Çatışmalı sürecin ardından yine aynı yılın Temmuz ayında Rusya ve Ukrayna’nın arabuluculuğu ile ateşkes sağlanır. 500 bin kişinin yaşadığı ve Rusya tarafından desteklenen Transdinyester’de 2006 yılının Eylül ayında düzenlenen referandum ile halkının %97’si bağımsızlıktan yana oy kullanır. Aynı zamanda bağımsızlıklarının tanınmasını isteyen Transdinyester Cumhuriyeti, bunun kabul edilmemesi durumunda Rusya’ya bağlanmak isterler ancak ülkenin Rusya ile sınırları bulunmamaktadır.
Rusya, Ukrayna savaşının getirdiği yüke rağmen bir Moldova’ya deneme yapar mı sorusuna kesin bir cevap vermek zor ancak eğer yaparsa da Transdinyester üzerinden denemesi mümkün. Bu konudaki en büyük soru uluslararası kamuoyunda ciddi şekilde köşeye itilen Rusya’nın bir adım daha ileri gidip tüm dünyaya saldırgan bir devlet imajını seçip seçmeyeceği olacaktır. Ayrıca Moldova’da Ukrayna savaşının başladığı günden beridir bu saldırıya hazırlanıyor ve dünyanın çeşitli yerlerinden savaş malzemeleri topluyor. Ukrayna’da kaybeden bir Rusya’nın Moldova’da hayal kırıklığına uğrama şansı yok.
