İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İNGİLTERE’DE İKİNCİ THATCHER DÖNEMİ: YENİ BAŞBAKAN TRUSS İLE İNGİLTERE’Yİ NE BEKLİYOR?

Temmuz ayı içerisinde istifaya zorlanan İngiltere’nin eski Başbakanı Boris Johnson’ın yerine kabinedeki dış işleri bakanlığını yürüten Liz Truss seçildi. İktidardaki Muhafazakâr Parti’nin düzenlediği genel başkanlık oylamasında rakibi maliye bakanı Rishi Sunak’la yarışan Liz Truss %57,4 oy oranı ile hem Muhafazakâr Partinin hem de İngiltere’nin yeni başbakanı oldu. Peki “Demir Leydi” lakaplı İngiltere’nin eski başbakanı Margaret Thatcher’a benzetilen Liz Truss dönemin İngiltere’yi ne bekliyor?

47 yaşındaki Liz Truss 2010 yılından beri Muhafazakâr Parti’de milletvekilliği yapıyor. Eski Başbakan David Cameron hükümetinde İngiltere Eğitim Bakanı olarak atanan Truss 2012 yılından beri kabinede bulunmakta. 2021 yılından beri de kabinede dış işleri bakanlığını yürüten Truss Dünya başkentlerine düzenlediği ziyaretleri tanınan Truss sosyal medya hesabında uçak gemisi ve tank üslerinde çektirdiği fotoğrafları ile güçlü bir kadın imajı uyandırmakta. 6 Eylül tarihinde İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth ile yapacağı görüşme sonrası görevi devralacak olan Truss yeni görevinde partisinin ve hükümetinin 2019’daki vaatlerini gerçekleştirmeye çalışacağını kamuoyuna duyurdu.

2019 seçimlerinde iktidara gelen Boris Johnson ve Muhafazakâr Parti hükümeti İngiltere ve İngiliz halkına vergilerin düşürüleceğini vadetmişti. Şubat 2022’de başlayan Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş başta Avrupa’da olmak üzere küresel piyasalarda enerji ve gıda fiyatlarının artışına yol açtı. Uzun bir süredir Rusya’ya karşı uygulanan ekonomik yaptırımlar ve enflasyon ile mücadeleyle uğraşan Avrupa ülkeleri kışı kolay geçiremeyeceklerini düşünmekteler. Başta Doğalgaz olmak üzere enerji ithalatında Rusya’ya bağımlılığın önüne geçmeye çalışan Avrupa çareyi Cezayir ve Azerbaycan gibi ülkelerden enerji transferi olanakları ile aramakta.

Bu bağlamda başta artan enerji fiyatları ve enflasyonla mücadele etmekle uğraşacak olan yeni Başbakan Truss’ı zorlu bir kış bekliyor. Oylama sonucu yaptığı konuşmasında eski Başbakan Johnson’a Putin’e karşı duruşundan dolayı teşekkür eden Truss İngiltere’nin her koşulda Rusya’ya karşı Ukrayna’yı destekleyeceği öngörülüyor. Parlak kırmızı, mavi veya hardal sarısı giyimiyle dikkat çeken Truss İngiliz medyasınca “Demir Leydi” lakaplı eski Başbakan Margaret Thatcher’a benzetiliyor. Parti içerisindeki zıtlıkları ile de ünlü olan Truss’ın en öne çıkan söylemi İngiltere’nin bir monarşi değil bir cumhuriyet olması gerekliliği. Dış işleri bakanlığı görevinde Brüksel’de de çok sevilmeyen Truss söylemlerindeki geri dönüşleri ile ünlü. Brexit karşıtlığı ile bilinen Truss son dönemde eski Başbakan Johnson’ın Brexit sürecini iyi yönetmesi ile övünen bir bakan olarak ön plana çıktı.

Truss’ın en çok dikkat çeken söylemi ise Türkiye ile olan planları olmuştu. 16 Temmuz tarihinde basına sızdırılan bilgilerde İngiltere’nin göçmenleri Ruanda’ya göndermenin yanında Türkiye’ye de gönderme planı ortaya çıkmıştı. Türkiye kamuoyunda büyük tepki çeken bu bilgi ile ilgili bir açıklama yapılmazken Truss’ın olası başbakanlık oylamasını kazanması takdirinde İngiltere ve Türkiye arasında göçmenler ile ilgili bir diplomasinin yürütülmesi öngörülmüştü. Kıbrıs meselesi ile ilgili iki tarafın da kabul edeceği, uluslararası hukuka uygun ve gerilimi sonlandırıcı bir çözüm arayışında olduğunu ifade eden yeni Başbakan Truss için yeni görevinde göçmenler ve Türkiye politikası ikinci sırada olacaktır. Artan enerji fiyatları ve Rusya’nın Kuzey Akım transfer hattını kapatması şu an bütün Avrupa için alarm zillerinin çalmasına neden olmuş durumda. Kendini kıta Avrupa’sından bağımsız olduğunu iddia etse dahi İngiltere için de durum çok farklı görünmüyor.