İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Güney Kore’de Toplanan Deprem Yardımlarının İki Yüzü

Türkiye’de 6 Şubat’ta meydana gelen ve birçok şehirde ölümcül hasar bırakan deprem, tüm dünya basınında yer aldı. Uluslararası yardım kampanyaları sınırları aştı ve insanlığın küresel olduğunu gösterdi. Yardım eden ve iyi niyetiyle Türkiye’nin acısına, yasına ortak olan tüm dünya vatandaşlarına Türkiye minnettardır. Fakat ben yardım eden tüm ülkeler içerisinde Güney Kore’nin ayrı bir yerde tutulması gerektiğine inanıyorum. Deprem, meydana geldiği ilk günden itibaren Güney Kore basınında geniş yankı uyandırdı. Güney Kore ülkede yaşayan Türklerle iletişime geçti ve aynı zamanda Türkiye’ye yetkili insanlar göndererek doğru ve güvenli bilgi akışını sağlamayı amaçladı. 

Depremin yarattığı mağduriyeti ve çaresizliği azaltmak için Güney Kore’de yaşayan Türkler, organize olup Seul’deki Türkiye Büyükelçiliği’nin ve THY’nin de katkılarıyla önemli miktarda yardımı deprem bölgesine ulaştırdı. Yardım toplama çalışmaları hala devam ediyor. Koreliler de depremden zarar gören insanların yanındaki güçlü bir duruş sergiledi. Güney Kore Cumhuriyeti, arama-kurtarma görevlileri, sağlık çalışanları, itfaiyecilerin yanı sıra elli beş ton yardım malzemesi ve arama-kurtarma çalışmalarına destek olacak ekipmanlarını da resmi olarak gönderdi. Devletin resmi yardımlarının dışında birçok Koreli ünlü sosyal medya aracılığı ile Türkiye’de meydana gelen depreme yardım çağrısında bulundu ve yapılan çağrı aracılığıyla toplanan maddi yardım önemli bir miktara ulaştu. Özellikle daha önce Türk takımında oynayan Koreli voleybolcu Kim Yeon-koung’un yardım çağrısı basında dikkat çekti. 

Güney Kore’nin depremin zararlarını hafifletmek için yaptığı yardımlar ve gönderdiği destek ekipleri iki ülke arasındaki “brotherhood” ilişkilerini yeniden gündeme getirdi. Hem basında hem de sosyal medyada Türkiye’nin Kore Savaşı sırasında Güney Kore’nin yanında yer alması ve gösterdiği destek, Güney Kore’nin bugünlerde kardeş ülke olarak tanımladığı Türkiye’ye borcunu ödemesi olarak ifade edildi. Özellikle Başkan Yoon Suk-Yeol, Türkiye’nin Güney Kore Büyükelçisi Murat Tamer’e taziyelerini içten bir şekilde iletti ve taziye defterine iki ülkenin kardeş ülke olduklarını, Güney Kore’nin her zaman Türkiye’nin yanında olacağını kaydetti. Sonrasında Ban Ki-Moon’un taziye ziyaretinde bulunması iki ülke arasındaki ilişkilerin sıkılığını vurgulayan oldukça önemli bir gelişmeydi. 

Her olayı lehine çevirmek isteyen kötü niyetli insanlar ve örgütler böyle bir felakette bile geri kalmadılar. Seul’de bazı terör örgütü üyelerinin deprem yardımı diyerek ve büyükelçiliğin adını kullanarak yardım topladığı ortaya çıktı. Yöneticisi Türkiye’de terör örgütü üyeliğinden aranan Global Business Alliance adlı kurum, depremi kullanarak topladığı yardımları kendi eylemleri için kullanmayı hedefliyordu. Bunu fark eden Seul Büyükelçiliği sosyal medya aracılığıyla yardım yapmak isteyen vatandaşlar için Türkçe, İngilizce ve Korece bildiri yayımlayıp, uyarılarda bulundu. 

Türkiye’ye bu denli zarar veren bir doğal afete Güney Kore’de yaşayan Türklerin desteği normal karşılanabilir ama özellikle Koreli bürokratların, ünlülerin ve sivil vatandaşların içten desteği, iyi niyeti ve yardımları özel olarak değerlendirilmelidir. Yaşanan felaketin sonuçlarına neredeyse tüm dünya kayıtsız kalmadı ve yardım eli uzattı. Ancak doğrudan gözlemleme şansım olduğu için Güney Koreli vatandaşlarının ve devletinin içten yardımları ve iyi niyetleri beni oldukça etkiledi. Son olarak ise depremi bile kullanarak fayda sağlamak isteyen terör örgütlerinin ve kişilerin varlığının sadece Türkiye için değil; tüm insanlık için içler acısı ve tehlikeli bir hal aldığını vurgulamak gerekir.